Bilimsel Bilmeceler ve Cevapları
• 1 Nisan şakasının tarihi nedir?
1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupa'da yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX Charles'ın bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler. 1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler. 1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da tüm dünyaya yayıldı. bilmeceler.in
• Mezarlara neden çiçek koyulur?
İlk olarak Mısır Firavunu Tutankamon (Tutankhamun)'un milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının çiçekten taçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupa'da ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mezarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenlerinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayaletlerden sakınmak amacı taşımaktadır. bilmeceler.in
Traktör çiftçiden daha ağırdır, ama ağırlığı geniş bir alana yayılmıştır, çiftçinin ağırlığı ise gövdesine göre daha küçük olan ayaklarında yoğunlaşmıştır. Bu da basıncın çok daha büyük olmasına yol açar. Bunun için de çiftçi dizlerine kadar çamura batar. bilmeceler.in
• Gök gürlemesi (gürültüsü) nasıl olur?
Şimşek çakması sonucunda ortaya çıkan sıcaklık havayı ısıtır ve genişletir. Bu genleşme sonucunda birbirinden hızla uzaklaşan hava molekülleri, gök gürültüsü dediğimiz o korkunç sesi çıkarırlar. bilmeceler.in
Denizdeki mavilik, aslında suyun kendi rengi olmayıp gökyüzündeki mavi rengin yansımasıdır. Denizin mavisini oluşturan sebep sadece bu değildir. Işığın yansımasıdır ve değişik biçimlerde yayılması da bir başka sebeptir. bilmeceler.in
• Kış mevsiminde buzlanmış yollara neden tuz dökülür?
Kışın çok kar yağışı alan bir bölgede yaşıyorsanız, karayolları görevlilerinin yollardaki buzlanmayı gidermek için tuzu kullandıklarını görmüşsünüzdür. Ancak tuz aynı zamanda dondurma yapımında da kullanılmaktadır. Peki ama tuz, bu iki ters gibi görülen işlevi nasıl becermektedir?
Herkesin sandığının aksine tuz suyun içinde şekerin eridiği gibi erimez. Tuz buzun içine girince onu çözer. Tuz yine kalır ama buz çözüldüğü için artık o su değil, tuzlu sudur ve erime noktası saf sudan daha düşüktür.
Buzlanmış yollara tuz döküldüğü zaman, tuz önce buz ile çözümlenerek bir buzlu su tabakası oluşturur ve bu çözeltinin donma noktası düşük olduğundan, sıfırın altındaki sıcaklıklarda bile donmadan kalabilir. Günümüzde ABD'de üretilen tuzun yüzde 45'i yollardaki buzun eritilmesinde kullanılmaktadır.
Bilindiği gibi su, sıcaklığı sıfır dereceye varınca donar. Suya tuz ilavesi ile bu donma sıcaklığı da düşer. Suya yüzde 10 tuz ilavesi donma sıcaklığını -6 dereceye indirir. Yüzde 20 tuz karıştırılmış su ise -16 derecede donar. Ancak yolun veya buzun ısısı -16 dereceden de az ise artık tuzun erimede pek etkisi olmaz, sadece buzun üstünde kalarak tekerleklerin kaymasını azaltabilir.
Dondurma yaparken de karışımın çevresinde çok düşük ısıya ihtiyaç vardır. Dondurma karışımının etrafındaki ısının çok düşük olması, ancak bu düşük ısıda karışımın donmaması gerekir. Burada eklenen tuz karışımın sıfır derecenin altında bile donmadan dondurmanın oluşturulmasını sağlar.
Hatırlarsanız Titanic filminde okyanus suyunun ısısı sıfırın birkaç derece altında olmasına rağmen, deniz suyunun yüzeyi, içindeki tuz nedeni ile hala donmamıştı. bilmeceler.in
• Günlük hayatta bir çok alanda kullanılan cam nasıl yapılır?
Cam, erimiş haldeki kumdur. Değişik maddelerle zenginleştirilirse kaliteli cam elde edilir. Beyaz kumdan elde edilen silis veya kuvars madeni ile, karbonat, nitrat, sülfat ve diğer bazı maddelerden oluşan toz karışım fırınlarda ısıtılarak eritilir ve işlenir. bilmeceler.in
• Kediler balık ve sütü neden severler?
Kedilerin sudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler. Ev kedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar kedileri fare avcıları olduğu için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık avlayarak yaşamaktadır. Patileriyle balıkları sudan dışarı atar, gerekirse suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarının ortaya çıkardığı beslenme alışkanlığından kaynaklanmaktadır. bilmeceler.in
• İnsanlar neden gözyaşı döker?
Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlerle ağlar. İnsanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyen Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır. bilmeceler.in
• Bir hafta neden yedi gündür?
Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile Güneş ve Ay'ın sayısının 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonraki dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı. bilmeceler.in
Bizde altının saflığını gösterme ölçüsü olarak genellikle AYAR kelimesi kullanılır, ama uluslararası piyasada kullanılan kelime KIRATtır.
Kırat hem altının, hem de elmas ve diğer kıymetli taşların ölçümünde kullanılan bir birimdir.
Elmas ve değerli taşları ölçmede kullanılan kıratın bir birimi 200 miligrama (0,200 gram) eşittir. Yani 20 gramlık bir elmasınız varsa, bu 100 kıratlık bir elmastır. Doğada bulunan elmasın büyüklüğü çok seyrek olarak bir santimetrenin üzerindedir. Bugüne kadar bulunan en büyük elmas 3.106 kıratlık ''Cullian'' dır. Bundan 530 ve 517 kıratlık iki büyük ve 100 küçük elmas işlenmiştir.
Altında kullanılan KIRAT veya AYAR ise altının saflığını gösterir. 24 kırat (ayar) altın, içinde karışık başka bir metal olmayan yüzde yüz saf altındır. Tamamen saf altın çok yumuşak olduğundan genellikle bakır veya gümüş ile karıştırılır. Her bir kırat (ayar) altının tümünün 24′de biridir. Örneğin bir bileziğin 24′de 18′i altın, 24′de 6’sı da gümüşten yapılmışsa, o bilezik 18 kırat (ayar) altındır.
Altını ölçmede kullanılan bu komik sistem, yaklaşık bin yıl evvelki Almanların Mark isimli bir altın parasından kaynaklanmaktadır. Tamamen saf altından yapılan bu para 4,8 gramdı ve elmas ölçü biriminde ağırlığına göre 24 kırat ediyordu. Sonradan içine başka maddeler karıştırıldıkça içindeki altın miktarına bağlı olarak kırat ölçüsü düşürüldü.
Altın beyaz, kırmızı, sarı gibi çeşitli renklerde beğenimize sunulur. Altın, bakır ile karıştırılmışsa kırmızı altın, gümüş ile karıştırılmışa sarı altın, nikel veya platin gibi metaller içeriyorsa beyaz altın olarak adlandırılır. bilmeceler.in
• Çaydanlıkta su kaynatılırken neden tıss diye ses çıkar?
Çaydanlıktaki suyun önce alt bölümü ısınır. Suyun sıcaklığı yükseldikçe dipte buhar kabarcıklar (hava kabarcıkları değil) oluşur. Sudan daha hafif olduklarından yukarı doğru yükselen bu kabarcıklar üst kısımlarda daha soğuk olan suyla karşılaştıklarında sönerler. Çok sayıda kabarcığın sönüşünü biz tıslama sesi olarak duyarız.
Yani bu ses oluşup sönen kabarcık sayısı arttıkça artar. Çaydanlıktaki suyun tamamı kaynama noktasına kadar ısıtıldığında, buhar kabarcıkları sönmezler; çünkü üst kısımlarda karşılaşabilecekleri soğuk bir tabaka kalmamıştır. Bu durumda artık tıslama sesi duyulmaz; çaydanlıktaki suyun tamamı kaynamaktadır. bilmeceler.in